Kişilerin mülkiyet hakları, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Bu sebeple kişiler kendilerine ait olan bir taşınmazı (Örneğin ev, arsa, tarla vb.) kullanmak ondan yararlanmak ve onu elden çıkarmak hususunda tamamen özgürdür. Ancak bazı durumlarda kişilerin bu hakkı çeşitli gerekelerle sınırlanabilir.
Kamulaştırma, idarenin (devletin) kamu yararını gerekçe göstererek bir kimsenin mülkiyet hakkını sona erdirmesidir. Devlet, bunu yaparken kişiye sahibi olduğu taşınmazın değerini öder.. Yani kamulaştırma ile devlet, kişiyi taşınmazını satmaya zorlamaktadır. Bu şekilde satılan taşınmazın mülkiyeti devlete ait olur. Buradaki en önemli iki husus taşınmazın kamulaştırmasında kamu yararı olup olmadığı ve devletin taşınmazın bedelini tam olarak ödeyip ödemediğidir. Taşınmazı kamulaştırılacak olan kişi, bu hususların her ikisine karşı da hukuki başvuru yollarını kullanabilir. Kişi, bu kamulaştırmaya karşı “kamu yararı olmadığı” gerekçesiyle idare mahkemelerinde hukuki başvurularda bulunabileceği gibi; taşınmazına biçilen değerin ederinden daha an olduğundan bahisle Hukuk Mahkemelerinde yeniden bir bedel tespiti de isteyebilir. Böyle bir durumda Hukuk Mahkemesi, bilirkişi görevlendirerek taşınmazın değerini tespit edecektir. Bir kimsenin kamulaştırılan taşınmazını geri alıp alamayacağına dair yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Genel hatlarıyla bilgi verilen bu husus veya başka konularda, avukatlarımızdan hukuki destek almak için sitemizin iletişim bölümünü kullanabilir veya yüz yüze görüşmek için ofisimizi ziyaret edebilirsiniz. Randevu talebi için tıklayın.